Günlük yaşantımızın her anında ihtiyacımız olan enerjiyi bize enerji kaynakları sağlar. Tükenmeyeceği düşünülen ve çevreye zarar vermeyen enerji kaynakları yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Bazı yenilenebilir enerji kaynakları aşağıdaki gibidir;
Yenilenebilir Enerji Kaynağı – Kaynak / Yakıtı
Hidroelektrik Enerjisi – Nehirler
Rüzgâr Enerjisi – Rüzgârlar
Jeotermal Enerji – Yeraltı suları
Güneş Enerjisi – Güneş
Biokütle Enerjisi – Biyolojik atıklar
Dalga Enerjisi – Okyanus ve denizler
Hidrojen Enerjisi – Su ve hidroksitler
1. Hidroelektrik Enerji:
Nehirlere kurulan barajlar sayesinde suyun hareketinden yararlanarak elektrik üretilir. Akarsuyun önü kesilir ve bir baraj gölü oluşturulur. Böylece suyun yüksekliği artırılarak potansiyel enerji kazanması sağlanır. Suyun potansiyel enerjisinden yararlanarak elektrik üretilir. Dünya enerjisinin % 20 si hidroelektrik santrallerde üretilir.
2. Jeotermal Enerji:
Yeraltında magmada artan sıcaklık ile yeraltı sıcak sularından ve buhardan yararlanılarak elde edilir. Elektrik üretimi de jeotermal buharın gücü ile üretilebilir. Jeotermal enerjinden konutların ve seraların ısıtılmasını, dokuma sanayisi, konservecilik gibi birçok alanda yaralanılır. Jeotermal enerji kullanımı çevreye ve atmosfere atık madde verilmesine sebep olmaz.
3. Güneş Enerjisi:
Güneş diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının da temelini oluşturur. Güneş, ışık enerjisini soğurarak elektrik enerjisine dönüştürür. Güneş’in Dünya’ya gönderdiği bir günlük enerji, tüm insanlığın bir gün boyunca ihtiyaç duyacağı enerjinin neredeyse on bin katıdır.
4. Rüzgâr Enerjisi:
Rüzgârın hareket enerjisinden rüzgâr jeneratörleri ile elektrik enerjisi üretilmektedir. Bir rüzgâr jeneratörü bir evin, okulun hatta bir köyün elektrik enerjisini karşılayabilir.
5. Biyokütle (Bitki ve hayvan atıkları) Enerjisi:
Bitki ve hayvan atıklarından yararlanılarak elde edilen enerjiye biyokütle enerjisi denir. Örneğin çiftlik hayvanlarını dışkıları, ekinler, ölü ağaçlar, odun parçaları, talaş vb. maddelerden enerji elde edilir. Hayvan atıklarından biyogaz ve bitkilerden elde edilen biyodizel bu yöntemin uygulamalarındandır.
Atık azaltımı ile işletmelerde oluşan kirliliği önlemek mümkün…
Herbir ürünün üretimi esnasında katı, sıvı ve gaz atıklar oluşmaktadır.
Bu atıklar üretim prosesi ve kirlilik önleme konularında değerli materyal ve enerjinin kaybı demektir.
Atık azaltımı, işletmelerin kirlilik kontrolü üzerinde yoğunlaşmaktansa çevresel yönetim araçlarının sağlanmasında önemli bir araçtır. Atık azaltılması, sektörlere ekonomik yararlar sağladığı gibi bunun sonucunda çevre kalitesinin de gelişmesini sağlamaktadır.
Kirliliğin kontrolü; insan gücü, enerji, materyal gibi maliyetleri beraberinde gerektirmektedir. Kirliliğin atıksu arıtma tesisi veya hava kirliliği önleme gibi tek kaynakta ayrılması bu uygulamaya örnektir.
Atık azaltımı, endüstriye ekonomik yararlar sağlamakta ve sonuçta çevre kalitesi iyileşmektedir.
Mevcut teknikler basit işletme ile ilgili değişikliklerden ekipman değişimine kadar olabilmektedir. Bu tekniklerdeki yaygın faktör, işlem maliyetlerinde azalmadır.
“Kızartmalık Atık Yağlarımızı Lavoboya, Çöpe, Suya ve Toprağa Dökmeyelim, Biriktirelim”
Lokanta fastfood, yemekhane, hazır yemek fabrikası, otel, motel, hastane, turistik tesis, tatil köyü, gıda endüstrisi, askeri tesis gibi ticari işletmelerde ve bitkisel yağların kullanımı sonucu yaklaşık 300 bin ton kızartmalık atık yağ oluşmaktadır… Kızartmalık atık yağların ekotoksit özellik gösterir ve denizlere, göllere ve akarsulara döküldüğünde su yüzeyini kaplayarak havadan suya oksijen transferini önlediğini balık ve diğer canlıların ölümüne neden olur. Lavobaya dökülen kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağlar evsel atık su kirliliğinin %25′ini oluşturur, Kızartmalık atık yağların lavoboya dökülmesi ile; – Dren sistemine yapışarak kanalizasyon borusu içindeki atıkların boru cidarına tutunmasına, zamanla borunun daralmasına ve kanalizasyon sisteminin kullanılmaz hale gelmesine sebep olur.
Tıkanan borular;
– Evlerde ve caddelerde kanalizasyon taşkınlarına neden olarak çevre ve insan sağlığını tehdit eder,
– Kanalizasyon sisteminin ve atık su arıtma tesislerinin bakım, onarım ve işletim maliyetini arttırır,
– Böcek ve koku problemleri meydana gelir.
Kızartma işlemi sırasında oluşan fiziksel ve kimyasal reaksiyonlar ile yağda çok sayıda bozunma ürünü oluşur ve bu maddelerin yağı çevre ve insan sağlığına zararlı hale gelir. Sağlığımızı korumak için kızartmalık bitkisel yağın en fazla iki defa kızartma işleminde kullanılması gerekir. Kızartma yağı test cihazı ile belirlenen toplam polar madde oranı 25′i aşmış bitkisel yağlar atık olarak değerlendirilmeli ve gıda zincirinden çekilmelidir. Kızartmalık atık yağların canlılar üzerindeki zararlı etkileri sebebiyle yem ve sabun sanayinde kullanılması yasaktır. Kızartmalık atık yağlar biodizel üretiminde kullanılarak geri kazanımları sağlanır. Atık yağlardan biodizel üretimi ile hem çevre korunur hemde hem de atıktan katma değer sağlanır. Kullanılmış kızartmalık yağlardan üretilen biodizel, dizel yakıta göre iklim değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonunda %65-92 oranında azalım sağlar. Kullanılmış kızartmalık yağlar önemli bir içme suyu kaynağı olan yer altı sularının kirlenmesine sebep olur.
Yorumlara kapalı